27 Ocak 2017 Cuma

Kendin için bir şeyler yap...

Ben ne zaman mutlu olacağım?
Neden hiçbir şey yolunda gitmiyor?
Her şey neden beni buluyor?

Şunu hiçbir zaman unutmamanı istiyorum. Hayatta her şey bir imtihandır ve imtihana dayanabildiğin kadar Rabb'inin katında değerlisin. Elbet günün birinde senin için de doğacak o güneş. Sakın soldurma umutlarını, bahar senin için de gelecek bir gün. Sabret. Yolunda gitmeyen şeylerin verdiği huzursuzluk bir gün elbet son bulacaktır. Bu da senin imtihanın işte, Rabb'in dayanma gücünü ölçüyordur belki. Dünyada yanıyorsundur ahirette yanmamak için böyle düşün bir de. Sıkıntılar seni daha güçlü bir insan yapar.

Kendin için bir şeyler yap...
Kendine daha fazla zaman ayır...

Kendimize zaman ayırmayı unuttuk. Hayatımız ciddi bir koşuşturma içerisinde geçiyor. Durup bir an düşünmemize fırsat bile vermiyorlar. Öyle boğulup kalmışız bu koşturmanın içerisinde. Kendine zaman ayır, yalnız başına bir yerlere git. Yalnızsan bunun değerini bil mesela, yalnızlığına kızma. Kafanı dinle, kafan ne söylüyor onu iyi dinle...

Elinizdekilerle mutlu olun...

Elindekilerle mutlu ol. Sahip olmadan önce sahip olduklarının değerini bil. Sana verilenlerin değerini bil. Her zaman yeni bir şeyler istemeyin, istemek değil de değerini bilmek olsun göreviniz.
Hayatın da olan ve almayan şeylere ne zaman şükür ettin? Sağlıklı olmana ne zaman şükür ettin?
Ya da sana verilmeyen bir hastalık için '' Allah'ım bana o hastalığı vermedin, sana şükürler olsun.
Hasta olan kullarına da hayırlı şifalar nasip eyle.'' dedin mi? Dünyanın en mutlu insanı olmak istiyorsan elindekilerin kıymetini bil ve şükret...




''Hayır.'' diyebilin.

İyi bir insan olmak hepimizin hedefi olmalı ama bu iyiliğin suistimal edildiği yerde durmamak lazım. Bazen sırf iyi olduğumuz için kaybederiz. Haklı olduğumuz halde sustuğumuz için kötü oluruz mesela. O yüzden bazen ipleri ele almak lazım. ''Eyvallah'' demek yerine ''Hayır'' demeyi de bilmek lazım.

Birine ihtiyacınız olduğunda ''Neden?'' yerine ''Neredesin?'' diyecek insanlarla yoluna devam et. Diğerleri sadece çöp.

Keşke istediğimiz insanları hayatımıza alıp, istemediklerimizi çıkartabilsek. Bunlar tamamen bizim elimizde olan durumlar değil. 

Ama kurallarımız belli; az insan çok huzur. Bir hikaye vardır.
Çok hastasın ve sana arkadaşların geçmiş olsun dileklerini iletiyor. Sonraki gün ''Nasıl oldun?'' diye sana soranlar olacak. İşte onlar senin gerçek arkadaşındır.

Hatalarınızı kabul edin.

Kendinizi kusursuz sanmayın, bu en büyük kusurunuz olur. Gurur yapmak yerine özür dileyin, ayrı olmak yerine bir olmayı tercih edin. Gurur kimseyi mutlu etmez. Belki de bütün hata senindir? Ama ben haklıyım, gerisi beni ilgilendirmez diyerek en büyük hatayı yapıyorsundur.
Hatayı başka yerlerde aramak yerine içinde ara. Bir insan geliyor kalbini paramparça ediyor. 
Evet suçlu o gözükebilir ama onu hayatına sen aldın. ''Böyle olacağını nereden bilebilirdim?'' Bilemezdin. Ama kalbini kırmasına izin vermeyebilirdin.

Gönlün rahat mı? Elinden geleni yaptın mı? Cidden olmuyorsa zorlama.

Elinden geleni yaptıktan sonra yine olmadığını görürsen bir isyan hali yerine, ''Olması gereken belkide budur'' de. Ben çabamı gösterdim, uğraştım. Ama olmadı işte. Birini seviyorsun ona bunu söylüyorsun ama beklediğin cevabı sana vermiyor. Sonra sen onu kazanmak için hatta seni sevmesi için belli bir çaba gösteriyorsun ama o yine sana gelmiyor. Tamam sevgine karşılık bulamadın, bu oldukça zor bir durumdur. Ama dışarıdan bakınca mantıksız bir durum değil.



ŞÜKRETMEK...

Bana göre mutluluk denen şey şükürden ibarettir. Mutluluk asla ulaşamayacağımız anlarda değil ya da bir rüya alemine kapılmak da değildir.

Farkındalıktır mutluluk ve yalnızca şükredince anlaşılır...

Yaşadığı anın, sağlığın, zamanın kıymetini bilmeyene dünyayı verseler başka gezegen ister. 
Yetinmektir mutluluk, seni sevenin kusurlarını görmek yerine sahiplenmektir. Rabbin eserini, ondan bir emanet olarak görmektir sevgiliyi. Layık bir evlat olup, okşanılan saçı haketmektir sevmek.

Şükretmektir sevmek ve sabretmektir beklemek.

Mutlu olmak için belki de mutlu etmek gerek en büyük imtihandır hayat, tabii ki zor olacak. Her yaşanılan kaderse Rabbimden gelen acılar başla göz üzerine. Hayatı farklı açılardan görüp, en iyisini dua ile dilemektir. Ve bana göre mutluluk denen şey şükürden ibarettir.

Kalın...

Bir gün birinden ayrılacaksınız. Ne kadar çok zaman geçtiğini anladığınızda, aşka olan sabırsızlığınız sizi yanlış yollara sürükleyecek. Eğer karşınıza sizi deli gibi sevecek biri çıkarsa, baştan başlayacaksınız aşk hayatına, aramaya. Bu ah almalar elbette ki bir gün son bulacak ve biri size ''Dur''! diyecek. Mutluluğu ararken yalnızlıktan şikayetçiydiniz. Vicdanını dinleyenlerdenseniz eğer, yalnızlık sizi uzunca bir süre yalnız bırakmayacak. Ama aşkı arama fikri sabırsız bir şekilde gelirse aklınıza, yanlışa düşmemek hemen hemen olanaksız.
Tabii bir tek şartla. Asıl aşkın sizi sevenin yanında kalmak olduğunu anladığınızda, gülen yüzünüzü aynada görmek yakında. 
Kimisi dayanamaz değerlerini anlamaya. Kimi de tahammül edemez aynı şeyleri konuşmaya.
Bana sorarsanız kalın...

Giderek kötü anılacağınıza, sizi yormayacak hayatların başrolünde yer alın.

Enteresan...

''Yeniden sevebilir miyim?'' Sorusu uzunca bir süre meşgul etse de beni, geçmişi arkaya atıp, önüme bakmayı pek becerememişimdir. Sonra seven, hatta evli birinin bir başkasını da sevdiğini gördükten sonra, bir şeylerin yanlış gittiğini anladım. Demek aynı anda iki kişiyi sevebiliyormuş insanoğlu, ne kadar enteresan? Sanıyordum ki ne kadar çok seversem, o kadar sevilirim. Ne kadar iyi olursam, o kadar yanımda tutabilirim. Ters orantılı işliyormuş aşkın adresi.

Ne kadar acıtırsan ilgi görüyor,
Ne kadar kaçarsan o kadar düşünülüyor
ve ne kadar özlersen o kadar üzülüyormuşsun.

Asla aradığını bulamayan kızların, '' Hep odunlar denk geldi!'' demesi daha önce yanmadığının belirtisi değil mi? Aşkta canı yananlar bir daha dokunmaya korkarlar. Güzel olan şeylere hep zor ulaşılır. 

Umudunuzu yitirmeyin.
Yeniden sevmek denen şey mümkün.

Eğer kalpte biri varken bir başkasını seveceğinize inancınız yoksa ihanete uğramış insanları düşünün. Çünkü her aşk hatıraların katili, her sevgi eskiye ihanettir.

Aşkın resmi...

Alıştım gitmelere, arkalarından bakakalmalara.
Hep kalan olduğumuz için vazgeçildik.
Hiç kimsenin gideni olamadığımız için belki de kaybettik.
Her sevgiye aşk dedik.

Bir başka aşkın acısını yaşarken, belki de gerçek aşkı kaçırdık. Çok sevdik, hiç olanlara her şeyimizi verdik. Güvendik bizden farkı yok sandık, yanıldık. Yandık göz göre göre kendimizi ateşe attık. Küllere dönüşse de yüreğimiz asla aşkı aramaktan vazgeçmedik.

Her ölüm kişinin kendi kıyametidir...

''OLMADI DİYE SIZLANDIĞIN DUAYA GÜN GELİR OLMADI DİYE ŞÜKREDERSİN''

Üstad ne güzel söylemiş. Hayatı özetleyen sözlerden Başımıza gelen her şeyi,yaşadıklarımızı ve yaşayacaklarımızı özetleyen bir söz. Bu söz sadece bu sayfada kalmasın. Hayata bu pencereden bakın."Kaybettiğini sandıkların belki de kurtulduklarındır.'' Neden böyle düşünmüyorsun? olaylara dar bir pencereden bakma. Daha derin bir bakış açısı ve daha geniş zamanda olayları inceleyin. Olgunluk seviyenizi geliştirin. Kendinizi her zaman bir üst seviyeye taşımayı başarın.

Her gün bir adım daha ileri git mesela. Hayat devam ediyor, durursan kaybedersin.

Hayat olgunlaştırır elbette ama sen akıllı ol yaşamadan olgunlaş. Annesiz babasız büyüyenler vardır bu hayatta hiç müzik dinlememiş sağırlar, cümle kuramamış dilsizler...




Dünyayı görememiş körler var. Bazıları halen daha ''Sevgilim bana iyi geceler yazdıktan sonra çevrimiçi oldu'' işte böyle şeylere kafasını takan ve böylesine basit şeylerle uğraşanlara söylüyorum. 

''Yaşınız kırk olacak elbette ama kafanız hep on altı kalacak.'' O yüzden vücut yaşlanacak ama beyin genç kalacak rahat olabilirsiniz.

Olgunluk, haklı olduğun konuda bile susmak ile başlar. Üzülme hak seninle beraberdir, o seni korur...

Bazı duyuları eksik olan kardeşlerimizden bahsetmiştim bir önceki paragrafta. Ne zaman böyle bir engelli kardeşimi, abimi, ablamı görsem şu duayı yaparım ''Rabbim sen o kardeşlerimizin hayatını kolaylaştır, onlara hayırlı şifalar nasip eyle.''

Sizde görünce bu ve benzeri dualarınızı o kardeşlerimizden esirgemeyin. Ve kendinize dönüp bu günde sağlıklı olduğunuz için hamd edin. Yarın kolunuz olmayabilir, bacağınızla vedalaşabilirsiniz. Uyandığın her güne şükret ve sana nimet vereni gör.

Baban sana yirmi megapiksellik kamerası olan telefon alınca deliler gibi seviniyor ve ona her gün teşekkür ediyorsun. Rabbin sana 576 megapiksellik göz verdi, bunu nasıl görmedin? 
Sadece on dakika gözlerini kapatarak bir bardak su içmeyi denesene bardağı bulacaksın, suyu bulacaksın ve dökmeden dolduracaksın. 
Ve daha da önemlisi, Rabbin sana o suyu verdi. 

Afrika da bir damla suya muhtaç olan bir insan da olabilirdin. 
Görmenizi çok istiyorum o yüzden bunları yazdım, çok aciziz çok.

Görmemiz gerekeni görmüyoruz. Ve işimize yaramayacak olan ne varsa gözümüzün önüne doldurmuşuz.

Büyük hayallerimiz vardı lakin küçük insanlar için heba ettik o güzelim hayallerimizi.

Aslında insana koyan hayallerimizin heba olması değil, bir daha aynı hevesle o hayalleri kuramayacak olmak insanı yoruyor. Bir yerler de bir şeylerin eksikliği var üzerinde.
Kapanmayacak yaralarım var. 
Geçip gidiyor elbette ama canından can alıyor işte.
Düşünüyorsun gecelerce ama bir sonuca varamıyorsun işte gece uyumadan önce hayal kuruyorum mesela ama nedense sonu hiç mutlu bitmiyor. İllaki bir yerde bir sorun çıkıyor.
Bilinçaltımın nasıl tahribata uğradığını sen düşün. Öyle yıktılar ki hayallerimizi, hayaller sorun değil de için de yaşanacaklar vardı, yarım kaldı ben ona üzülüyorum.
 Yazık olmadı, sakın böyle düşünme. Yazık ettin! Böyle düşün.

Yalvarmak yerine kaybetmeyi seçin, vazgeçmeyi seçin! Ama yalvarmayın!

Bazılarını görüyorum resmen kalbim kırılsın, canım yansın diye, göz göre göre ateşe atlıyor.
Seni sevmeyene koşmak neden? Tamam bir koştun olmadı, hadi bir daha koştun ve o kurşun göğsüne geldi. Kanıyorsun ama koşmak istiyorsun ve son defa koşuyorsun, bu sefer o kurşun kalbine geliyor. Sen o insan için zaten ölmüşsün. Üç seferde seni vurmuş şimdi kanayan yaralarını iyileştirme vakti. Kalk ayağa ve çok güzel vazgeç ondan. 
Olmuyorsa zorlama!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder